28 Ocak 2011 Cuma

Homofobi ve Heterofobi

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org )
Bilgi, doğru bilgi, güçtür. Homofobi terimini ilk ortaya atan Weinberg'dir. Fobi; bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi halidir, mantık dışı bir korkudur. Homofobi, son yıllarda eşcinsel lobinin faaliyetleri sonucunda eşcinsellikle ilgili her türlü olumsuz tepkiyi açıklamada kullanılan teknik bir terim halinde kullanılmaya başladı. Hatta Morin (1977) homofobinin tanımını, heteroseksüelliği, homoseksüelli­ğe göre daha üstün veya daha doğal olarak değer atfeden her türlü inanç sistemi olarak genişletti. Bu durumda ebeveynlere, büyüdüğünde çocuklarının eşcinsel olmasını isteyip istemediklerini sorulduğunda, nere­deyse tamamına yakınının homofobik olduğu ortaya çıkacaktır.

Eşcinselliğin Tipleri

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org )

Eşcinsellik denilince tek tip bir insandan bahsetmek çok zordur ve çok çeşitli eşcinsel tipleri vardır. Aile dinamiği, kültür ve kişilik yapısı gibi birçok parametreye göre eşcinsellik tipleri değişebilir. Eşcinsellik açık ve gizli olarak ikiye ayrılabilir. Açık eşcinselliği, gizli eşcinsellikten ayırt etmek gerekir.

A - Açık Eşcinsellik
B - Gizli Eşcinsellik

Efemine olmak eşcinsellik değildir

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org )
Eşcinsellik kavramı birçok farklı eğilimi veya tanımı içinde barındırabilir. Türkiye'de eşcinsel denince, çoğu kişinin aklına ağır makyajlı şarkıcılar, travestiler, kırıtarak yürüyen ve kadınsı giyinip konuşan, dar blucinli genç erkekler geliyor. Tabi bu durum bir kavram karmaşasını da beraberinde getiriyor: "Travesti ve eşcinselin farkı nedir?" vb.
Eşcinsellikle transseksüellik aynı değildir, farklı kavramlardır.
Eşcinsel; kendi cinsine ilgi duyan kişidir.
Lezbiyen; kendi cinsine ilgi duyan ve eyleme vuran (kendi cinsiyle ilişkiye giren) kadındır.
Gay ise; kendi cinsine ilgi duyan ve eyleme vuran (kendi cinsiyle ilişkiye giren) erkektir.
Biseksüel; her iki cinse de ilgi duyan kişidir.
Heteroseksüel; karşı cinse ilgi duyan kişidir.

Eşcinsellik ruhsal bir bozukluk mudur?

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org )
escinsellik-org-7Eşcinsellik uzun yıllar, bir kimlik bozukluğu, hastalık veya sapıklık olarak algılanmıştır. 1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği ve daha sonra 1992 yılında Avrupalılar (ICD) eşcinselliğin sapıklık/sapkınlık olmadığı kararını almışlar ve bu kavramı hastalık sınıflandırmalarından çıkarmışlar, ancak normal bir davranış olduğunu da söylememişlerdir. Yani "eşcinsellik normal dışı bir davranıştır ama sapkınlık değildir" demişlerdir. Bu nedenle eşcinsellik halkta, politikacılar arasında ve bilim çevrelerinde hala tartışılmaktadır. Çünkü cinsel sapkınlık; cinsel açıdan sağlıklı olmama ve dolayısıyla normal olandan sapma durumudur, yani küçük çocuklara karşı hissedilen cinsel istek, her tür fetişizm, kişinin birlikte olduğu kişinin idrarını içmesi yahut dışkısını yemesi ve tüm bunların cinsel haz uğruna yapılması vb. durumların genel ismidir. Ruhsal bozukluk veya anormal davranış ise, göreceli kavramlardır. Zira öncelikle

Eşcinsellik Nedir?

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org )
escinsellik-org-3Psikoloji biliminin üç büyük öncüsü olan Freud, Jung ve Adler eşcinselliği patolojik bir durum olarak görmüşlerdir. Freud'la başlayan, erken dönemli bir yığın psikodinamik araştırma ve teori, eşcinselliğin doğuştan getirilen doğal bir durum olmadığını göstermiştir. Ancak bugün eşcinsellik birçok ülkede bir bozukluk olarak yer almamaktadır. Eşcinselliğin bir bozukluk olarak görülmemesine sebep olan herhangi bir yeni araştırma yapılmamıştır, profesyonellerin tartışmalarına son verip bu konuda son sözü söyleyen ise kapitalist sistemin dayattığı politikalar olmuştur. Aynı şekilde
hoşgörü­süz bir imaj vermemek için dikkatli davranan hekimler ve entelektüeller de eşcinselliği normal kabul etmişlerdir. Fakat sokaktaki vatandaşlar için aynı şey söz konusu değildir, onlara göre bu durum hiç de normal bir eğilim değildir. "Eşcisellik ne bir hastalıktır ne de moral bir yoksunluktur. Sadece toplumdaki bir azınlığın sevgiyi ve cinselliği ifade tarzıdır. Gayların ve lezbiyenlerin , ruhsal olarak sağlıklı oluşu birçok araştırma ile belgelenmiştir.

Psikoloji pratiğinde eşcinsellik

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org)
Psikoloji ve Psikiyartri yazını içerisinde eşcinsellik günümüzde ve geçmiş yıllarda terapi pratiğinde ve kuramsal çerçevede tartışılmaktadır. Bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan Amerikan Psikiyatri Birliğinin 1952 yılında ilk defa hazırladığı DSM- Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı nın 4. Gözden geçirilmiş sayısında eşcinsellik bir davranış bozukluğu olarak kabul edilmemiştir. Eşcinselliğin DSM’den çıkarılması DSM 2’nin 1973 yılındaki 7. Basımında sosyal bilimler alanında ilk defa çalışmalar yapan Alfred Kinsey ve Evelyn Hooker’ın araştırmaları sonucunda gerçekleşebilmiştir. 1973 yılından sonra DSM 2’nin sonraki basımlarında ve DSM 3 ün 1987 deki basımına kadar olan basımlarında farklı isimlerle eşcinsellik yer almıştır. 1987’den günümüze kadarki davranışsal bozukluklar kategorilerinde eşcinsellik bir “hastalık” olarak yer almamıştır.

Kadın Eşcinselliği

(Daha fazla bilgi için http://www.escinsellik.org)
escinsellik-org-1Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere giderek artan sayıda ülkede eşcinsel bireylerin aile kurmalarına izin verilmektedir. Hatta donör inseminasyonu (donör inseminasyonu, sperm bankasından alınan spermlerle suni döllenme yoluyla gebelik oluşturulması işlemidir, Türkiye'de uygulanmamaktadır) yoluyla iki kadından oluşan bir aile, çocuk sahibi bile olmaktadır.
Bilim de homoseksüellik konusunda ilerlemeler kaydetmektedir ve tıp mensuplarının eğitiminde eşcinsellik giderek daha fazla konu başlığı altında ele alınmaktadır. Bugüne kadar eşcinsellik kavramı tıp kitaplarında yüzeyel olarak işlenmiş ve psikiyatri dışında kalan branşlarda eşcinsel bireylerin AIDS hastalığının yayılmasında önemli bir etken olduklarının vurgulanması dışında pek fazla ele alınmamıştır. Halbuki günümüzde artık başta Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelerde yayınlanan tıp kitaplarında eşcinsel kadınların ve erkeklerin sağlık durumları geniş bir şekilde anlatılmakta ve konuyla ilgili araştırmalar yapılmaktadır.